TÜRDEF Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Dereli: “Yıpranma hakkı geri verilmeli”
İnternet üzerinden düzenlenen Deniz Ticaret Odası (DTO) Eylül 2020 Meclis Toplantısı’na katılan Türkiye Denizcilik Federasyonu (TÜRDEF) Yönetim Kurulu Başkanı Müh. Erkan Dereli uzun zamandan beri Türkiye Denizciler Sendikası ve yönetim kurulu başkanı İrfan Mete ile birlikte denizcilerin, deniz çalışanlarının yıpranma hakkı konusunda çalışma yaptıklarını açıkladı.
Aileler de yıpranıyor
Gemi adamlarının daha önce sosyal güvence kapsamında sağlanmış bulunan yıpranma hakları ve fiili hizmet süresi zammının 1 Ekim 2008 tarihinde çıkartılan 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sigortalar Kanunu ile ellerinden alındığını belirten Dereli, “Deniz çalışanları büyük bir mağduriyete sürüklenmiştir. Sadece deniz çalışanları değil aile bireyleri de yıpranmaktalar. Anne babası yıpranmakta denizcinin, kardeşi yıpranmakta, evliyse eşi ve çocukları da yıpranmakta. Lütfen bu yıpranma hakkı konusunu denizde fiili çalışan insanlar olarak değerlendirmeyiniz” dedi.
TÜRDEF Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Dereli şunları söyledi :
Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) denizde çalışmanın büyük bir yorgunluk olduğunu ifade etmiş, hatta bu yorgunluğu tükenmişlik, bitkinlik, aşırı biriken yorgunluk olarak da ifade etmiştir. Yapılan araştırmalar denizde vardiyalı çalışma biçiminin gemi adamının biyolojik dengesini bozduğunu, beyin işlemlerine hasar verdiğini göstermiştir. Gemi adamının bir ölçüde rahatlama ve dinlenmesi ancak gemiden ayrılmasıyla olanaklıdır. Diğer taraftan Dünya Sağlık Örgütü, denizcilik mesleğini en tehlikeli iş ortamlarından biri olarak, denizde yapılan ve en fazla fiziksel güç gerektiren işlerden biri olarak tanımlar. Bu itibarla, çalışma döneminde yapılan işin insan ömrünü ve kalitesini ne şekilde etkilediği sosyal politikalarda ve sosyal güvence uygulamalarında dikkate alınmak zorundadır. İş yaşam dengesi sağlanmak zorundadır”.
Covid-19 bir kere daha gösterdi
“Gemi adamlarının emeklilik yaşlarıyla meslek ömürleri mutlaka insani bir şekilde bağdaştırılmalıdır. Son olarak 8-10 aydan beri dünya covid-19 pandemi sorununu yaşamakta. Covid-19 salgını denizcilik mesleğinin ne kadar meşakkatli, tehlikeli ve yıpratıcı bir meslek olduğunu dünya üzerinde gözler önüne sermiştir. Tüm dünyada üretim ve ticaret çarkları durma noktasına geldiği ve insanların evlerine kapandığı bir zamanda gemiler seferlerini, gemi adamları da salgın tehlikesiyle karşı karşıya olmalarına rağmen cansiperhane bir şekilde sürdürmüş, dünya için elzem olan malzemeleri taşımışlardır. Ben uluslararası sularda seyrüsefer yapan Türk denizcilerimizi, deniz çalışanlarımızı en kalbi sevgi ve saygıyla anmak istiyorum. Bir kontratını bitirip ikinci kontratına geçen, hatta İstanbul Boğazı’ndan geçip gemiden inip ayrılamayan, bir kontrat daha atmak zorunda kalan denizci meslektaşlarımın da saygıyla anılmasını hepimiz tarafından temenni ediyorum”
Kılavuz kaptanlarımız unutulmasın
Diğer taraftan ülkemizde çalışan meslektaşlarımız olarak da Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nde görev yapan, son zamanlarda özlük hakları nedeniyle bir mağduriyet yaşayan fedakar kılavuz kaptanlarımızın, başta Türk boğazları olmak üzere ve tüm kılavuz kaptanlarımızla beraber Türkiye’nin tüm limanlarında gece gündüz, 40 bin-50 bin civarında gemiye hizmet vermesi, fedakarca çalışmalarını gözardı etmemeli. Kılavuz kaptanlarımıza uluslararası sularda seyrüsefer yapan tüm denizcilere saygı ve sevgilerimi sunuyorum”
Herkes destek vermeli
Yıpranma hakkı fiili hizmet süresi gerçekten tüm ticari ve mesleki kuruluşlarımızın mutlaka bir araya gelerek bu meseleye destek vermesini gerektiriyor. Biz Türk deniz endüstrisinin saygıdeğer üyeleri olarak armatör, deniz çalışanları, deniz emekçileri el birliği, gönül beraberliğiyle bir araya gelerek yıpranma hakkının, fiili hizmet süresi zammının denizcilere 12 yıl sonra yeniden ihdas edilmesini sağlamalıyız. Burada Türkiye Denizciler Sendikası ve Türkiye Denizcilik Federasyonu adına da teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Tüm Armatörler Birliği, Türkiye Armatörler İşverenler Sendikası, KOSTER başta olmak üzere bize destek veren tüm diğer STK’lara şükranlarımı arz ediyorum”
DTO amiral gemimiz
“Ancak denizcilik endüstrisinin, deniz mesleğinin amiral gemisi, en büyük kamu kuruluşu Deniz Ticaret Odası’mızdır. Deniz Ticaret Odamız bize her zaman destek oldu, yardımcı oldu. Yıpranma hakkının tekrar deniz emekçilerine geri alınması için de gerekli ilgiyi, duyarlılığı, desteği göstereceğine inanıyorum. Eğer Deniz Ticaret Odamız da bu konuda adını andığım STK’larla birlikte katkı ve destek verirse Ankara ile müzakerelerin en kısa zamanda başlayacağını arz etmek istiyorum”
Hak vermemek günahtır
“Cumhurbaşkanlığımıza ve hükümete bir arzım var. Elhamdülillah kitabımız Kuran’ı Kerim’de Rabbimiz 36 sure, 78 ayeti kerimede deniz, gemi, denizcilik vahiy etmiştir. Kutsal denizcilik mesleğinin, deniz çalışanlarının, deniz emekçilerinin yıpranma hakkının verilmemesi günah işlemektir. Deniz çalışanlarının ve ailelerinin kul hakkının zayi edilmesidir. Altını çizerek tekrar söylemek istiyorum. Deniz çalışanlarının, kutsal denizcilik mesleğinin, denizcilerin yıpranma hakkının verilmemesi günah işlemek demektir” dedi.